Yeme Bozukluklarını Önlemenin 4 Yolu

Küçük veya ergen yaştaki çocuğunuzda aşırı zayıf veya fazla kilolu olmasına yol açan bir yeme bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız, zaman geçirmeden bu sorun için bir çare bulmaya çalışmalısınız. Yeme bozuklukları, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı derinden etkileyen ciddi durumlardır. Bu tür sorunlar, genellikle görünenden daha karmaşık nedenlere dayanır. Erken müdahale, kalıcı hasarları önlemek ve çocuğunuzun sağlıklı bir bedensel ve zihinsel gelişim göstermesini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Yeme bozukluklarını önlemenin yolları hakkındaki araştırmamızın, bu soruna çözüm arayan kişilere yardımcı olacağını umuyoruz.

1. Çocuğunuzu Hazır Gıdalardan Uzak Tutmanız Çok Önemli

Evet, günümüz dünyasında bunu başarmak giderek zorlaşıyor. Hazır yemek kültürü, her köşede bulunan fast food restoranları, leziz bir tadı olsa bile insan vücuduna hemen hiçbir fayda sağlamayan, çekici görünümlü ama sağlıksız atıştırmalıklar çocukları ve gençleri kaçınılmaz bir şekilde etkiliyor. Bu tür gıdalar, genellikle yüksek şeker, tuz ve yağ içerir, ancak gerekli vitamin ve minerallerden yoksundur. Bu da, çocuklarda dengesiz beslenme alışkanlıklarına ve ileriki yaşlarda kronik hastalıklara zemin hazırlayabilir.

Yine de, çocuğunuza ev yemekleri ve taze meyveler yeme alışkanlığı kazandırmanız imkansız değil. Bunu başarabilen birçok aile var. Evde hazırlanan sağlıklı yiyeceklerin göze hitap etmesi, küçük çocukları bunları tüketmek için heveslendirir. Renkli ve eğlenceli sunumlar, yemek saatlerini daha keyifli hale getirebilir. Yemek hazırlıklarına çocuğunuzu ortak etmenin de teşvik edici etkisi olur. Birlikte alışveriş yapmak, sebzeleri yıkamak veya salata hazırlamak gibi basit görevler vermek, çocuğun yemekle olan ilişkisini olumlu yönde etkiler. Ayrıca, çocuğunuzu süt, meyve kurusu, yoğurt veya fındık gibi hem tok tutan hem de faydalı atıştırmalıklara alışmasını sağlamaya çalışabilirsiniz. Bu, anlık açlık krizlerinde sağlıksız seçeneklere yönelmesini engeller.

2. Daha Çok Yemesi İçin Fazla Israr Etmeyin

"Çocuğum bir şeyler yer, doyduğunu ifade eder ve yemeye son verir, annesi ise onun gereğinden az yediğini düşünerek daha fazla yemesi için üstüne gider." veya "Çocuğum acıkmadığını söyler ama ben onun bir şeyler yemesi gerektiğine karar vermişimdir." Çocuklu ailelerde sıklıkla yaşanan sahnelerdir bunlar. Bu durumlarda aile bazen kaygılanmakta haklı olabilir. Ancak, bazen de çocuk kendince yeterli miktarda yemiş ve doymuştur. Eğer bir sağlık sorunu yoksa ve endişe verecek kadar zayıf değilse, ona ısrar etmek doğru olmaz. Bu durum, yemeği bir baskı aracı haline getirir ve çocukta yemeğe karşı olumsuz bir tutum geliştirmesine yol açabilir. Israr, ters tepkiye ve inatlaşmaya yol açarak aile içinde gereksiz tartışmalar yaratabilir. Çocuğun kendi vücudunun sinyallerini dinlemesine izin vermek, sağlıklı bir yeme-içme farkındalığı geliştirmesine yardımcı olur. Bu konuda endişeleriniz varsa, bir çocuk doktoruna veya diyetisyene başvurmanız en iyisidir. Böylece sorunu bilimsel yollarla çözme yoluna gidersiniz veya doktor, çocuğunuzun yeme-içmesinde sandığınız gibi bir sorun olmadığını söyler, siz de rahatlarsınız.

3. Evde Durmadan Yemekten, Kilo Alıp Vermekten Söz Edilmesi Çocukları Olumsuz Etkiler

Bir çocuk veya ergen, evde sıklıkla “Çok fazla zayıfladım, bütün gün neredeyse aç gezdim ama 1 gram vermemişim” ya da “Bu aralar çok şişmanladım” gibi sohbetlere kulak misafiri olursa, bu durum onun hayatının da bir numaralı gündemi haline gelebilir. Günümüzde, özellikle zayıflamak isteyen kişilerin sayısı oldukça fazla olduğundan, evlerde de bu tip konular sıklıkla telaffuz ediliyor. Yemeği veya kiloyu sürekli gündemde tutmak, çocuklar için sağlıksız bir takıntıya dönüşebilir. Yemek yemek, bir ihtiyaçtır ve rutin olarak yapılması gereken bir eylemdir. Onu gündemin tepesine oturtmak doğru değildir. Özellikle fazla kilolu bir çocuk, yetişkinlerin konuya verdiği aşırı önemi fark edince, kilo sorununu çözmek için kendi başına ve sağlıksız yöntemlere başvurabilir. Bu yüzden, yemek ve kilo konularının evinizin en önemli konuları olmasına meydan vermemelisiniz. Aile ortamı, sağlıklı beslenme ve aktif yaşamın doğal bir parçası olduğu bir yer olmalıdır.

4. Çocuklar Hızlı Kilo Verme Yöntemlerine Maruz Kalmamalı

Şişmanlık, günümüz dünyasında giderek artan bir sorun. İnsanlar, sağlıksız, kimyasal katkılı, zararlı, doğal olmayan gıda maddelerinin tüketilmesi ve hareketsiz hayat tarzı gibi sebeplerle kilo alıyor ve aldıkları kilolardan kısa zamanda, pek zahmete girmeden kurtulacaklarını vaat eden yöntemlere umut bağlıyorlar. Popüler medyada yer alan mucizevi diyetler, zayıflama çayları veya spor takviyeleri, özellikle gençler üzerinde zararlı etkiler bırakabilir. Bu tür yöntemler, genellikle bilimsel dayanaktan yoksundur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ailelerin, bilimsel tabanı olmayan zayıflama çözümlerinden uzak durmaları ve çocuklarının bu tip reklam, haber ve sohbetlere maruz kalmasını engellemeye çalışmaları gerekiyor. Bu, çocuklara sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli fiziksel aktivitenin uzun vadeli faydalarını aşılamak için iyi bir fırsattır.

Ortada Ciddi Bir Sorun Olduğunu Düşünüyorsanız Bir Uzmanla Görüşmelisiniz

Çocukluk çağında sağlıklı beslenmek, çocuk gelişimini her yönden etkiler. Dengeli ve yeterli beslenmeyen, gereğinden çok az veya çok fazla yiyen, sağlığa ve gelişime hiçbir katkısı olmayan hazır gıda maddelerine aşırı derecede düşkün olan çocukların bedensel ve zihinsel gelişimleri gerektiği gibi olmaz. Yeme bozuklukları ergen yaştaki bireyler arasında da sıklıkla görülen bir problemdir. Bu tip bozuklukların çeşitli sebepleri olabilir. Örneğin, zihinsel bir hastalığı olan bir çocukta yeme sorunları gözlenebilir. Cinsel taciz gibi travmatik bir olay yaşayan çocuklar, yeme bozukluğuna yatkınlık gösterebilirler. Zayıf olmanın güzelliğini pompalayan yayınlar, bazı gençlerin kendilerini her zaman olduklarından daha kilolu görmelerine ve kilo verebilmek, zayıf kalabilmek adına zararlı yöntemlere başvurmalarına yol açabilir. Öte yandan, çocuğunuzun size göre gereğinden az veya fazla yiyip içiyor olması, tek başına yeme bozukluğuna işaret etmez. Unutmayın, endişeleriniz varsa bunları gidermek için bir uzmanla görüşmelisiniz. Varsa, sorunun adını koyacak ve doğru tedavi yolunu gösterecek olan odur. Bir çocuk psikologu, psikiyatristi veya beslenme uzmanı, size ve çocuğunuza bu zorlu süreçte en doğru rehberliği sağlayacaktır.

Çocuk Sağlığı ve Güvenliği Kategorisinde Diğer İçerikler