Kardeş kıskançlığı nasıl önlenir?

Doğal ve evrensel bir duygu olan kıskançlık, özellikle normalin üstünde bir seviyedeyse insanı mutsuz edebiliyor ve hatta bazen yanlış, yıkıcı davranışlara sebep olabiliyor. Bu oldukça geniş bir konu olsa da, biz bu yazıda olayı sadece çocuklarda kardeş kıskançlığı yönünden inceleyeceğiz. Büyük çocuğun dünyaya gelen kardeşini bir rakip, istenmeyen bir ortak gibi algıladığı bu durum, bazen oldukça rahatsız edici boyutlara varabiliyor. O güne kadar anne ve babasının sevgi, ilgi ve şefkatinin tek odak noktası olan büyük çocuk, bu sevginin paylaşılmasını kabullenmekte zorlanabiliyor ve bu durum yeni doğan bebeği hırpalama, canını yakma gibi davranışlara yol açabiliyor.

Kardeş Kıskançlığının Psikolojik Kökenleri ve En Yoğun Yaşandığı Dönemler

Kardeş kıskançlığının en yoğun yaşandığı dönemler genellikle 3-8 yaş arasındadır, zira bu dönemde çocuklar yaşamı mantıkla değil, daha çok duygularla analiz eder. Bir bebek veya küçük çocuk için anne-babasının tüm ilgisi ve sevgisi, hayatta kalabilmek için en temel ihtiyaçlardan biridir. Yeni bir kardeşin gelişi, bu ilginin bölüneceği endişesini tetikleyerek, çocuğun dünyasını derinden sarsabilir. Bu durum, sevilen tek kişi olma "tahtını" kaybetme korkusu, güvensizlik ve terk edilme endişesi gibi derin duygusal tepkilere yol açabilir. Bazı çocuklar duyduğu kıskançlığı açıkça öfke, saldırganlık veya ağlama nöbetleriyle gösterirken, bazıları içindeki bu duyguyu kardeşine aşırı ilgi göstererek veya bebeksi davranışlara geri dönerek (parmak emme, alt ıslatma gibi) bastırmaya çalışır. Her iki durumda da, bu davranışlar çocuğun yaşadığı karmaşık duyguların bir dışa vurumudur.

Kardeş Kıskançlığını Önlemek İçin Atılacak Adımlar

Kardeş kıskançlığını önlemek isteyen anne ve babalar öncelikle bu duygunun tamamen doğal olduğunu kabul etmeli ve çocuklarını kıskançlığından ötürü asla yargılama veya cezalandırma yoluna gitmemelidir. Çocuğun alıştığı sevgi ve ilginin bir kısmını çalan bu yeni "misafiri" büyük bir memnuniyet içinde karşılamasını beklemek gerçekçi bir tutum olmaz. Hatta bir kardeşi olmasını istediğini söylese bile, bu durumla başa çıkmakta zorlanabilir. Kardeş kıskançlığını yönetmek ve en aza indirmek için uygulayabileceğiniz bazı etkili stratejiler şunlardır:

1. Yeni Gelen Bebeğe Hazırlık Süreci:

Kardeş kıskançlığını önlemenin en iyi yolu, bebeğin doğumundan çok önce hazırlıklara başlamaktır.

  • Sürece Dahil Edin: Büyük çocuğu hamilelik sürecine dahil edin. Birlikte ultrason görüntülerine bakın, karnınızı okşamasına izin verin ve bebeğin hareketlerini hissetmesini sağlayın. Kardeşine verilecek hediyeleri birlikte seçin. Bu, onun aidiyet duygusunu güçlendirir.

  • Açık ve Dürüst Olun: Çocuğunuza dürüstçe, hayatlarının bir miktar değişeceğini ama ona olan sevginizde asla bir azalma olmayacağını anlatın. Bebeğin şimdilik çok küçük ve yardıma muhtaç olduğunu, onun gibi koşamayacağını, oynayamayacağını anlatarak gerçekçi beklentiler oluşturun.

  • Rol Modeli Olun: Kitaplardan ve çizgi filmlerden faydalanın. Kardeşlik ilişkilerini anlatan hikayeler okuyun ve kahramanların birbirlerine nasıl yardım ettiğini gösterin.

2. Doğum Sonrası Dönem: Özel İlgi ve Güvence:

Bebeğin eve gelişi, büyük çocuğun hayatındaki en büyük testtir. Bu dönemde ona özel ilgi göstermek, kıskançlık duygusunu yönetmenin en kritik yoludur.

  • “Benim Zamanım” Rutini: Her gün, sadece büyük çocuğunuza özel, kesintisiz bir "benim zamanım" rutini oluşturun. Bu sadece 15 dakika bile olsa, o an tüm ilginizin sadece onda olduğunu hissetmesini sağlayın. Birlikte oyun oynayın, sadece onunla sohbet edin veya en sevdiği kitabı okuyun.

  • Yardım Alın: Anne bir süre boyunca yeni bebeği için ekstra bir mesai harcamak durumunda olacak ve büyük çocuğuyla paylaştığı birtakım sosyallikleri azaltmak zorunda kalacaktır. Bu durum, kardeş kıskançlığı duygusunu körükleyebilir. Bu noktada baba, ailenin bir yakını veya profesyonel bir çocuk bakıcısı devreye girmelidir. Büyük çocuğun okul, park veya arkadaşlarıyla olan rutinini aksatmamak, ona olan sevginizin ve ilginizin değişmediğini somut bir şekilde hissettirir.

3. Davranışsal Yaklaşımlar: Pozitif Destek ve Sınırlar:

Büyük çocuğa durmadan artık bir abla veya abi olduğunu hatırlatarak ondan yaşının üstünde bir sorumluluk beklemek doğru bir yaklaşım değildir. O da neticede bir çocuktur ve onun da ilgiye, oyuna ihtiyacı vardır.

  • Küçük Roller Verin: Çocuğa, kardeşine bakma konusunda basit ve uygun görevler verin. Bebeğe bir bez getirmesini istemek veya ona şarkı söylemesi için teşvik etmek gibi küçük yardımlar, onun kendini önemli ve değerli hissetmesini sağlar.

  • Duygularını Onaylayın: Çocuğunuzun kıskançlık duygularını görmezden gelmek veya cezalandırmak yerine, bu duyguları onaylayın. "Kardeşinin ilgi görmesi seni kızdırdı, anlıyorum. Yeni birine alışmak zor olabilir. Ama unutma, ben seni çok seviyorum," gibi ifadeler kullanarak duygularının normal olduğunu hissettirin.

  • Asla Kıyaslamayın: Kardeşler arasında kıyaslama yapmaktan kaçının. "Bak kardeşin ne kadar uslu," gibi cümleler, rekabet ve düşmanlık duygusunu körükler. Her çocuğun kendine özgü yetenekleri ve kişiliği olduğunu vurgulayın.

4. Zor Durumlarla Başa Çıkmak:

Kardeşe karşı fiziksel şiddet uygulanması söz konusu olmadığı sürece, kardeşlerin arasındaki küçük çekişmelere ve tartışmalara hemen müdahale etmemek gerekir. Bu, onların kendi aralarında sorun çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ancak, çocuk kardeşinin canını yakarsa veya ona zarar verirse, anne-baba büyük bir panik veya aşırı bir tepki göstermemeli, fakat çocuğu sert olmaktan kaçınarak, net ve kararlı bir dille uyarmalıdır: "Kardeşine zarar vermene asla izin vermem. Seni de onu da korumak benim görevim." Bu sınır yeterince açık bir biçimde koyulamazsa veya büyüğe karşı hissedilen suçluluk duygusu yüzünden bazı şeylere göz yumulursa, bebek bundan zarar görebilir.

Ne Zaman Bir Uzmana Danışılmalı?

Eğer büyük çocukta baş edilmesi zor, aşırı bir kıskançlık durumu varsa veya çocuğun davranışlarında belirgin bir gerileme (okula gitmek istememe, sosyal ilişkilerden kaçınma, alt ıslatma gibi) gözlemleniyorsa, yapılması gereken şey bir çocuk psikoloğu ile görüşmektir. Bir uzmandan yardım almak, hem çocuğun duygusal sağlığına destek olur hem de aileye doğru stratejileri uygulama konusunda rehberlik eder. Unutmayın, bu duygularla başa çıkmak bir süreçtir ve her çocuğun bu süreci atlatması farklı zaman alabilir. En önemli şey, her çocuğa ailesi içindeki eşsiz ve yeri doldurulamaz yerini hissettirmektir.

Ebeveynler İçin Pratik Bilgiler Kategorisinde Diğer İçerikler