Otizm nedir, belirtileri nelerdir?
Otizm, genellikle yaşamın ilk iki yılı içinde belirtileri ortaya çıkan, karmaşık bir gelişim bozukluğudur. Tıbbi adıyla Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), bireyin sosyal iletişim, etkileşim, davranış ve öğrenme süreçlerini farklı şekillerde etkileyen nörogelişimsel bir durumdur. Otizmin belirtileri, her bireyde aynı şekilde görülmez; bu nedenle "spektrum" olarak adlandırılır. Bir kişide yoğun olarak görülen bir belirti, başka bir kişide hiç görülmeyebilir. Bu durum, otizmli bireylerin çok farklı yeteneklere, zorluklara ve ihtiyaçlara sahip olabileceği anlamına gelir.
Otizmin Temel Belirtileri: İletişim ve Sosyal Etkileşim
Otizmin belirtileri en belirgin şekilde sosyal iletişim ve etkileşim alanında kendini gösterir. Bu belirtiler, erken yaşta fark edildiğinde tanı ve tedavi süreçleri için önemli bir başlangıç noktası sunar.
-
Sözel ve Sözsüz İletişim Zorlukları: Otizmli bireyler, konuşma dilini kullanmakta veya anlamakta zorluk çekebilirler. Bazıları hiç konuşmazken, bazıları tekrarlayıcı ifadeler (ekolali) kullanabilir veya cümleleri tersten kurabilirler. Göz kontağı kurmaktan kaçınmak veya kurulan göz temasının çok kısa sürmesi, mimikleri anlamakta güçlük çekmek ve duygusal tepkileri yorumlayamamak da yaygın belirtilerdendir. Karşısındaki kişinin duygusal durumuna kayıtsız kalabilir veya uygunsuz tepkiler verebilirler.
-
Sosyal İlişkilerde Güçlük: Oyun oynamakta ve hayal gücünü kullanmakta zorlanırlar. Genellikle yalnız kalmayı tercih ederler ve yaşıtlarıyla etkileşime girmekte isteksiz olabilirler. Ortak dikkat geliştirmekte güçlük çekerler; yani bir nesneye veya olaya aynı anda odaklanma ve bunu başkalarıyla paylaşma becerileri zayıf olabilir.
-
Fiziksel Temastan Kaçınma: Bazı otistik çocuklar, kucağa alınma, öpülme veya sarılma gibi fiziksel temaslara karşı aşırı tepki gösterebilirler. Bu durum, dokunmaya karşı duyusal hassasiyetin bir sonucu olabilir ve sevgi eksikliğinden değil, tamamen nörolojik bir durumdan kaynaklanır.
-
İlgisiz Görünme: İlgileri insanlardan çok cansız nesnelere veya objelere yöneliktir. Bir oyuncak arabayı ileri geri sürmek yerine, tekerleğine uzun süre odaklanabilirler.
Davranışsal ve Duyusal Belirtiler
Otizm, sadece iletişimle sınırlı kalmayan, aynı zamanda bireyin davranış ve duyusal algılarını da etkileyen çeşitli belirtilerle kendini gösterir.
-
Tekrarlayan Davranışlar ve Kısıtlı İlgi Alanları: Otizmli bireyler, tekrarlayan hareketler (el çırpma, sallanma, parmak ucunda yürüme) veya rutinlere aşırı bağlılık gösterebilirler. Günlük rutinlerinde yapılan en ufak bir değişiklik bile (örneğin, eve farklı bir yoldan gelmek) aşırı stres ve krizle sonuçlanabilir. Belirli bir konuya veya nesneye aşırı derecede odaklanabilirler. Bu ilgi alanlarının değiştirilmesinden veya sevdiği bir nesnenin yerinin değiştirilmesinden aşırı derecede rahatsız olup kriz geçirebilirler.
-
Duyusal Hassasiyetler: Otistik bireylerde duyusal algı farklılıkları yaygındır. Bazıları sıcak, soğuk veya ağrı gibi etkenlere karşı oldukça duyarsızken, kimileri bazı seslere, parlak ışıklara, dokunmalara veya kokulara karşı aşırı hassasiyet gösterir. Ani bir ses veya parlak bir ışık, onlar için çok rahatsız edici olabilir.
-
Yemek Yeme Bozuklukları: Bazı otistik bireyler, belirli yiyeceklerin dokusuna, rengine veya kokusuna karşı duyarlı oldukları için sadece birkaç yiyeceği yemeyi tercih edebilirler. Nadiren, yenmeyecek şeyleri (porselen, metal, kâğıt gibi) ağızlarına götürebilirler.
-
Motor Gelişimde Farklılıklar: Otizmli çocuklar, motor becerilerde gelişimsel farklılıklar gösterebilirler. Kimileri gayet iyi yürüyüp tırmanabilirken, kimileri oldukça sakar olabilir ve dengesiz bir yürüyüş sergileyebilir.
Otizm ve Zeka: Ortak Bilgiler ve Yanılgılar
Otizmli bireylerin yaklaşık yüzde 10'unda, güçlü bir hafıza, müzik yeteneği veya matematik becerisi gibi üstün yetenekler görülebilir. Bu bireylere genellikle "savant" denir. Ancak, büyük bir kısmında farklı düzeylerde zeka geriliği de tespit edilmiştir. Zeka testi uygulandığında, bazı alanlarda çok yüksek, diğerlerinde ise çok düşük performans sergiledikleri görülür. Bu durum, otizmin spektrum doğasını ve her bireyin kendine özgü bir profili olduğunu vurgular.
Otizmin Nedenleri ve Risk Faktörleri
Otizmin kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Otizmin kalıtsal olabileceği yönünde güçlü bulgular olmakla beraber, buna sebep olan spesifik gen veya genler henüz tam olarak tanımlanamamıştır. Otizm, ruh hastalığı değildir. Bu, bir gelişim bozukluğudur ve çocuğun yetiştirilme biçimi, ailenin sosyo-ekonomik durumu veya kültürel farklılıklarla bir bağlantısı yoktur. Kızlara oranla erkeklerde 4 kat daha sık görülür.
Erken Teşhis ve Ailelere Tavsiyeler
Otizmde erken teşhis ve müdahale, bireyin hayat kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Ebeveynlerin çocuklarında aşağıdaki belirtileri gözlemlemesi durumunda bir uzmana danışmaları hayati önem taşır:
-
6. ayda gülümseme ve mutlu ifadelerin olmaması
-
12. ayda babıldama ve el sallama gibi hareketlerin olmaması
-
16. ayda tek kelime konuşmaması
-
24. ayda iki kelimelik cümleler kuramaması
-
Herhangi bir yaşta kazanılmış dil veya sosyal becerilerin kaybı
Erken yaşta başlayan yoğun ve bireyselleştirilmiş eğitim programları (uygulamalı davranış analizi, konuşma terapisi, duyu bütünleme terapisi vb.) otizmli çocukların iletişim, sosyal ve bilişsel becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Otizm, karmaşık ve çok yönlü bir gelişim bozukluğudur. Erken teşhis ve doğru eğitimle otizmli bireylerin yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Eğer çocuğunuzda yukarıda belirtilenlerden şüpheleniyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmana danışmak en doğru adımdır. Unutulmamalıdır ki otizm bir hastalık değil, farklı bir gelişim yolculuğudur. Bu yolculukta doğru destekle, otizmli bireylerin potansiyellerini keşfetmelerine, topluma entegre olmalarına ve anlamlı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak mümkündür.
Psikoloji ve Ruh Sağlığı Kategorisinde Diğer İçerikler

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Panik Bozukluk ve Panik Atak Hakkında Merak Ettikleriniz

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Gebelik Psikolojisi

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Ergoterapi Nedir, Ergoterapist Kimdir?

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Psikolojide Yansıtma (Projeksiyon) Nedir?

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Bilinçsiz Antidepresan Kullanımı Zarar Veriyor!

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Stresle Baş Etmenin 15 Yolu

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Doğum Sonrası Depresyonu Nedir, Sebepleri Ve Belirtileri Nelerdir?

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Beyni Zinde Ve İşlek Tutmanın 15 Yolu

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Beyin Yorgunluğu Nasıl Önlenir

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
İşyerindeki Stresle Nasıl Baş Edebilirsiniz?

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Beyni Dinlendirmenin Yolları

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Beynin Kapasitesini Arttıran Yöntemler

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Kişisel Motivasyonu Arttırmanın Yolları

Psikoloji ve Ruh Sağlığı
Pozitif Düşünce - Başarı İlişkisi

Psikoloji ve Ruh Sağlığı